Popüler Diyetler
Atkin diyeti ABD’de çok meşhur olmuş bir diyettir. Bu diyette karbonhidrat hiç alınmaz. Bol miktarda et ve hayvansal gıdalar yenir. Bir bakıma yüksek proteinli ve düşük karbonhidratlı bir diyettir. Karbonhidrat azaltılınca zayıflama olabilir, ancak hayvansal yağ almak tehlikeli olup kalp ve damar hastalığı yönünden büyük risk taşır. Beynin iyi çalışabilmesi için günde en az 50-100 gram karbonhidrat alınması gerekir. Bu diyetlerde ise karbonhidrat çok az olduğundan proteinler yıkılarak kanda keton dediğimiz asitler artar. . Karbonhidratlar çok azaldığından ve yüksek protein alındığından kanda kolesterol düzeyinde artma ve bu nedenle kalp hastalığı riskinde artış, kanda ürik asit düzeylerinde artma ve bu nedenle gut hastalığına yakalanma riskinde artış ve yüksek proteininin kemiklerden kalsiyum çekmesi nedeniyle osteoporoz denilen kemik erimesi riskinde artış ortaya çıkar.
ZONE DİYETİ (40/30/30 DİYETİ)
Bu diyete 40/30/30 planı da denir. Alınan enerjinin %40’ı karbonhidrat, % 30’u yağ ve %30’u proteinlerden oluşur. Aslında bu oran zayıflamak için uygun olabilir. Uzun sürede etkili olduğunu gösteren ve yan etkisi olmadığını gösteren bilimsel çalışmalar yoktur. Kolesterolün zararından hiç söz etmez ve gerçek riskin insülin direnci ve eikosonoidler olduğunu belirtir. Eicoso kelimesi 20 anlamına gelir ve bunlar 20 karbon atomlu hormon yapısındaki maddelerdir. Prostoglandin, tromboksan, ve lökotrien bunlara örnektir.
Dr. Barry Sears tarafından 1995 yılında ortaya konan zone diyetinde ekisonoidler ‘’iyi’’ ve ‘’kötü’’ ekisonoidler olarak ikiye ayrılır ve diyetin iyi ekisonoidleri artırcak ve kötü ekizonoidleri azaltcak şekilde ayarlanması önerilir. Düşük karbonhidratlı bu diyette kronik hastalıkların karbonhidratlardan kaynaklığı düşünülerek hareket edilmektedir. Bizim önerdiğimiz klasik diyetlerde ise % 55 karbonhidrat, %15 protein ve %30 yağ oranı vardır.
Zone diyetinde her öğün alınan protein/karbonhidrat oranı 0.75 olmalıdır veya her 4 garm karbonhidrat için 3 gram protein alınması önerilir. Bu klasik diyette alınanın 3 katı bir protein alımı demektir. Bu diyet yapılınca insülinin azaldığı glukaganun arttığı ve iyi ekisonaidlerin arttığı düşünülür. Aslında karbonhidratlar insülin salınımını artırırken proteinler glukagon salınımını artırır. Bu diyete göre protein ve karbonhidrat birlikte alınmamalıdır o zaman insülin salınımı daha da artar.
Yapılan bir çalışmada bu diyetle yağ yakılımında farkılılık olmadığı, yani yağ yakılımının artmadığı ve glukagon baskılanmasının da farklı olmadığı gösterilmiştir. Bu nedenle bilimsel veriler zone diyetini desteklememektedir. Bununla birlikte ayırma özellikleri ortadan kaldırılırsa %40 karbonhidrat, % 30 yağ ve % 30 oranında protein almak iyi bir diyet olabilir. Akdeniz diyetinde bu oran 40-40-20’dir.
Chevront SN. The zone diet phenomenon: a closer look at the science behind the claims. J Am. College Nutr. 22: 9-17, 2003.
MONTİGNAC DİYETİ
Fransız Montignac tarafından 1999 yılında oluşturulan bir diyetttr. Bu diyette günlük krema, çikolata, sufle ve şarap alımı vardır. Yağ ve karbonhidratın aynı yemekte alınmasına izin verilmemektedir. Örneğin patates ve et birlikte yenirse çok zararlı olduğu iddia edilir. Oysa bunları birlikte yemek değil çok yemek zararlıdır ve ne kadar çok kalori alırsanız o kadar yağ depolanır. Bu nedenle ister birlikte yensin ister ayrı yensin fazla kalori aldıktan sonra pek bir şey fark etmez. Bu yazara göre insülin direnci obeziteden dolayı oluşmaz. Obeziteye neden olan insülin direncidir. Diyette esas olarak kalori azlığı vardır. Yüksek yağlı bir diyettir. Montignac’a göre insanlar diyetin yağ ve kolesterol içeriğine bakmadan zayıflayabilirler. Montignac, Fransız insanının zayıf olmasının nedenini öğlen çok yemek, akşam az yemeğe bağlamaktadır. Glisemik indeksi 50’nin üzerinde olan karbonhidratlar bu diyette yasaklanmıştır.
Örneğin çok faydalı vitamin ve mineral içeren karpuz, üzüm, muz yasaklanmıştır. Elbette düşük glisemik indeksli gıdalarla beslenmek faydalıdır ancak bazı karbonhidratları tamamaen yasaklamanın da bir anlamı yoktur.
Bu diyetin 2 aşaması vardır. İlk aşamada ideal kiloya gelinceye kadar farklı bir diyet yapılır, ondan sonra ikinci aşama başlar ve verilen kiloları kontrol etmek yani almamak için diyet yapılır. Karbonhidratlar glisemik indeksine göre kötü ve iyi karbonhidratlar olarak ikiye ayrılır.
Bu diyete göre yüksek glisemik indekse sahip olan aşağıdaki karbonhidratların yenmesi yasaktır:
Bira (GI: 110)
Glukoz (GI: 100)
Fırında patates (GI: 95)
Hamburger ekmeği (GI: 85)
Şeker (sakaroz) (GI: 70)
Mısır (GI: 70)
beyaz pirinç (GI:60)
Muz (GI: 60)
Kurabiyeler (GI: 55)
Düşük Glisemik indeksli karbonhidratlar:
Kahverengi pirinç (GI:50)
Yulaf (GI: 40)
Çavdar ekmeği (GI:40)
Çiğ havuç (GI: 30)
Süt ürünleri (GI: 30)
Yeşil hububat (GI:22)
Taze kayısı (GI:15)
Yeşil sebzeler (GI <15)
İlk aşamada 3 ana öğün ve ara öğünler vardır. Sabah kahvaltısında yüksek posalı yulaf, buğday gevreği veya ezmesi (şekersiz) ve yağsız süt içilir. Öğle yemeği akşamdan daha ağır yenir. Öğle yemeğinde et, tavuk veya balık ve bunun yanında mutlaka sebze veya salata yenir. Akşam yemeğinde yüksek posalı ve iyi karbonhidrat denen tam buğday ekmeğin ve sebze yemeği yenir. Meyvalar yemekten ayrı yenir ve ya yemekten 1 saat önce veya 1 saat sonra yenir. Meyva da sınırlama yoktur. Karbonhidratlardan sadece glisemik indeksi 0-35 arasında olanlar yenilir. Bu arada protein ve yağ alımı da vardır.
İkinci aşamada ömür boyu glisemik indeksi 0-50 olan karbonhidratlar yenmelidir. Ona göre şekerler zehirdir ve tatlandırıcı alınmamalıdır. Onun yerine fruktoz alınmasını önerir. Bu aşamada 2 bardak şarap içilebilir ve patates kabuklu pişirilerek yenebilir. Tatlı olarak şekersiz koyu renk (bitter) çilolata (% 60 kakao olan) müsaade edilir.
Bu diyetin diğer bir özelliği gıda gruplarının birlikte yenmemesi gerektiğidir. Örneğin patates ile et birkikte yasaktır. Bunun da bilimsel bir dayanağı yoktur. Gıdaları birlikte almak yağ yapımını artırmaz, ancak alınan kalori miktarının fazlalığı yağ yapımında önemlidir. Ayrıca karbonhidrat ve yağ birlikte alınırsa kan şekeri ve insülin daha az yükselir. Bu diyetle kalori azlığı oluştuğu için kilo başta verilir ancak bu diyete uzun süre devam etmek çok zordur.
Görüldüğü gibi ömrünüz boyunca bazı karbonhidratları hiç yemeyeceksiniz demektir ve bu da sağlık çaısından çok zararlıdır.
Montignac diyeti bilimsel metotlarla klinik bir çalışma olarak incelenmemiş ve yayınlanmamıştır. Bu yazarın ABD’de satılan kitaplarında değişiklikler yapılmıştır. Yazar kendi hazırladığı yemek hazırlama kitaplarında bu defa tatlandırıcıları önermektedir.
‘’HEM YE HEM ZAYIFLA ‘’ ya da ‘’YEMEKLERİNİZİ KISITLAMADAN ZAYIFLAYIN’’ METOTLARI
Şişman bir kişinin hem yemek yemesi hem zayıflaması olanaksızdır. Her yenilen gıdanın bir kalorisi vardır ve enerjiden yoğun gıdaların yenmesi ile zayıflamak mümkün değildir. Aslında bu diyetler incelendiğinde kalorilerinin düşük olduğu görülecektir.
TAŞ DEVRİ – MAĞARA DEVRİ DİYETİ
Dr. Richard Mackarness tarafından ortaya konan bir diyettir. Bu görüşe göre insanın kilo alması 8 bin yıl önce tarımın başlamasıyla ortaya çıktı. Dört milyon yıl önce insan yaşamak için avlanırdı ve et yiyerek yaşardı. Bu nedenle metabolizmamız et yeme üzerinden bitkiye dayalı hale gelince zorluklar başladı ve kilo sorunu ortaya çıktı. Bu diyete göre karbonhidrat günde 60 gramdan fazla yenmemeli, protein ve yağ yüksek oranda yenmeli ve protein yağ oranı 3/1 olmalıdır. Bir hafta açlık veya oruç tutmak da bu diyetin birparçasıdır. Görüldüğü gibi sağlığa çok zararlı bir diyet önerilmektedir.