Depresyon, Huzursuzluk, Panik Atak
TİROİD VE PSİKOLOJİ
Tiroid hastaliklari psikolojimizde bozukluklar yapmaktadır. Depresyon, unutkanlık, çabuk öfkelenme, huzursuzluk, sinirlilik, uykuya eğilim, halusinasyon gibi belirtiler varsa mutlaka bir endokrin uzmanına başvurup guatr muayenesi olunuz. Tiroid hormonlarının az olması veya fazla olması farklı psikolojik bozukluklar yapar.
Tiroid hormonların az olması yani tiroid yetmezliğinde veya tiroid bezinin aşırı çalışması durumunda bazı ruhsal sıkıntılar veya psikolojik değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Tiroid hormonlarında değişiklik olmadan sadece TSH hormonundaki artma ve azalmalar dahi psikolojik değişiklikler yapabilmektedir. Bu psikolojik değişikler şöyle sıralanabilir:
A) Tiroid hormonlarının kanımızda yüksek olması (tiroid bezinin aşırı çalışması) (buna zehirli guatr, hipertiroidi, Graves hastalığı da denir) durumunda şu psikolojik sıkıntılar ortaya çıkar:
Huzursuzluk
Sıkıntı
Depresyon
Birden öfkelenme, bağırma veya asabiyet
Kalabalık yerlerden hoşlanmama
Kötümserlik
Sabırsızlık
Aşırı hareketlilik, yerinde duramama
Gürültüye aşırı hassasiyet
Uyku problemleri
İştah bozukluğu
Bazen şizofreni
Hallusinasyonlar (hayal görme)
Panik atak
B) Tiroid bezinin az çalıştığı tiroid bezi yetmezliğinde (buna hipotiroidi, hashimoto hastalığı da denir) ise şu psikolojik belirtiler bulunabilir:
İlgisizlik
Düşünme ve konuşmada yavaşlama
Unutkanlık
Konsantre olamama
Depresyon
Demans
Beyin hasarı
Panik atak
Psikolojik rahatsızlıkları olan tiroid hastalarının teşhisinde gecikme olursa bu psikolojik şikayetlerde düzelme olmaz.
Stres ve Hormonlar
Stres, insanın çeşitli bedensel ve ruhsal zorlanmalar karşısında ortaya çıkan tepkiler bütünüdür. Stres yapan durumlar kişilere göre farklılık gösterebilir. Stres karşısında insan vücudu, sinir sistemini uyararak ve çeşitli hormonlar salgılayarak cevap verir. Stres durumunda katekolamin denilen adrenalin ve noradrenalin, kortizol, endorfinler, büyüme hormonu, prolaktin ve testosteron hormon düzeylerinde değişiklikler görülebilir.
Beyinde bulunan hipotalamus isimli bölge böbrek üstü bezlerini uyararak buradan adrenalin ve kortizol homonlarının kana salınmasını sağlar. Bu hormonlar kalp hızını, solunum sayısını, kan basıncını ve metabolizmayı artırırlar. Kan akımı artar ve kaslar daha fazla kanlanarak vücudun harekete hazır hale gelmesini sağlar. Göz bebekleri genişler. Kan şekeri yükselir.Vücut sıcaklığını kontrol altında tutmak amacı ile terleme olur. Bütün bu gelişmeler strese cevap olarak vücudu uyanık tutmak ve her an harekete geçirmek içindir. Bazı zamanlarda stres uzar ve bu hormonlar uzun süreli salınır ve bu nedenle hipertansiyon ve ülser gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Stres ayrıca beyinde uyuşma hissi veren enkefalin ve metenkefalin gibi opiyadlar ismi verilen hormonları artırır. Bunlar ağrı kesilmesine neden oldukları gibi yüksek dozlarda sakinlik ve çakır keyif hali yaparlar.
Büyüme hormonu da beyindeki hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur. Psikolojik stres ve fiziksel egzersiz bu hormonda artışa neden olur. Prolaktin hormonu da hipofiz bezinden salgılanır ve normalde gebelikte meme büyümesi ve süt salgısına neden olur. Psikolojik ve fiziksel stres de prolaktin düzeyini artırır fakat bu artış kortizol ve adrenalin kadar belirgin değildir.
Diğer hormonların aksine stresli durumlarda mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte testosteron hormon düzeyi düşer.
Psikolojik stresin erken döneminde görülen hormonal değişikliklere uzun dönemde adaptasyon gelişir ve hormon düzeyleri normale döner.