Zayıflama
Zayıflama için metabolizma ve hormon bozuklugunun öncelikle saptanması gerekir. Aksi halde yapacağınız diyetlerle zayıflama mümkün olmaz veya hızla kilo alırsınız
Prof Dr Metin Özata nın Naturel zayıflama kitabını okuyunuz
zayıflama için yapılacak ilk iş kilo alınmasına neden olan hormon bozuklugunun saptanmasıdır. diyet yaptığınız halde kilo veremiyor ve hatta alıyorsanız sizde mutlaka bir hormon bozuklugu vadır. Hormon bozukluğunun saptanması için obezite-şişmanlık ile uğraşan bir ENDOKRIN uzmanına başvurmak gerekir.
Piyasada satılan veya internette satılan meyve veya bitki ilaçlarıyla zayıflamk mümkün değildir.
Naturel yani doğal zayıflama için için öncelikle sizde mevcut hormon bozukluğunun saptanması gerekir.
kilo verilmesini engelleyen önemli hormon hastalıkları tiroid yetmezliği olması ve tedavi edilmemesi, insülin direnci, polikistik over sendromu (yumurtalık kisti) , prolaktin hormon yuksekliği, kortizol direnci, leptin direnci gibi hastalıklardır.
kan şekerinin sınırda olması da çok önemlidir. çoğu doktor tarafından pek önemsenmeyen bu durum sizin kilo almanızın en önemli nedeni olabilir.
tsh hormonundaki ufak yükseklikler de bazen önem taşır.
bu arada insülin direnci diyeti yapmak ve yuruyus veya egzersiz yapmak da çok önemlidir.
Sadece diyetle kilo verilmez. Mutlaka egzersiz veya yuruyus gerekir.
Kilo alınmasının çözülmesi, insülin direncine direnilmesi için mutlaka metabolizma diyeti yani insülin direnci diyeti gerekir.
Prof Dr Metin Özata nın hazırladığı insülin direnci diyeti-matabolizma diyeti kitabı size bu konuda yardımcı olabilir.
İnsülin Direncinin Belirtileri:
1. Yorgunluk, halsizlik
2. Hızlı Kilo alma
3. Zor kilo verme
4. Doymama, sık acıkma
5. Uyku basması
6. Gün içinde acıkma atakları olması
7. Tatlıya düşkünlük
8. Kilo verememe
9. Terleme
10. Erkeklerde göbeklenme
11. Kadınlarda kalçalarda ve göbekte yağlanma
12. Tansiyonda yükselmelerin başlaması
13. Performanda azalma
14. Konsantrasyon bozukluğu
15. Unutkanlık
16. Yemeklerden sonra uyuklama
İnsülin direncini yenmek için öncelikli olarak Glisemik İndeksin ne olduğunu bilmekte fayda faydır. Glisemik indeks kavramı ilk defa Kanadalı Profesör Dr. David Jenkins tarafından 1980’li yıllarda ortaya konmuştur. Bir gıdanın veya karbonhidratın glisemik indeksi onun kan şekerini yükseltme özelliğidir. Glisemik indeks 0 ile 100 arasında değişir. Glukozun değeri 100 kabul edilerek diğer karbonhidratların kan şekerini yükseltme gücü veya etkisi sıralanır. Glisemik indeksi yüksek gıdalar kan şekerini çok hızlı yükseltir ve bu nedenle kilo yapar. Eğer glisemik indeks düşükse, o gıda, kan şekerini yavaş ve daha az yükseltir. Bu tür gıdalar ise zayıflamak için çok faydalıdır. Protein ve yağlar için glisemik indeks söz konusu değildir.
Kan şekerini çok yükselten karbonhidratlara yüksek glisemik indeksli, az yükseltenlere düşük glisemik indeksli karbonhidratlar denir. Yüksek glisemik indeksli karbonhidratlar kan şekerini çok arttırdığı gibi insülin hormonunu da çok yükseltirler.
Karbonhidratlarla birlikte yenen protein ve yağ da o karbonhidratın kan şekerini yükseltmesine katkıda bulunabilir.
Zayıflamak isteyen kişilerin glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenmesi gerekir. Glisemik indeksi (şeker yükü) yüksek olan gıdalar yani rafine edilmiş şekerler, nişastalı yiyecekler, baklava, börek, reçel ve patatesin çok az yenmesi gerekir. Kişilerin her gıdanın glisemik indeksini ayrı ayrı bilmesi çok zor ise de, zayıflamak isteyen bir kişinin bazı gıdaların bu özelliğini bilmesi gerekir. Her türden şeker, bal, reçel, muhallebi ve keşkül gibi sütlü tatlılar, baklava ve kadayıf gibi irmikli ve unlu tatlılar, meşrubatlar, çikolata, bazı meyve suları, meyve kompostoları, bira, tatlı kekler, kurabiyeler, bisküviler ve tatlı pudingler fazla miktarda basit karbonhidrat (şeker) içerirler ve glisemik indeksleri (şeker yükü) yüksektir. Bu tür şekerlerden uzak durulmalı, beyaz ekmek, beyaz pirinç ve patates gibi şeker yükü fazla olan gıdalar az tüketilmelidir. Tüketilmesi önerilen düşük şeker yüklü gıdalar ise, yulaf, kuru baklagiller, kepek ekmeği ve tam buğday ekmeğidir.